Rus Ortodoks Kilisesinin Yapısı ve İşleyişi
Kuruluşundan günümüze Rus Ortodoks Kilisesi, Rusya’nın dini ve siyasi hayatında önemli bir rol üstlenmiştir. Kendisini ulusal bir kilise olarak addeden Rus Ortodoks Kilisesi, özellikle 15. yüzyıldan itibaren Rusya’nın bir imparatorluğa dönüşmesine önemli katkı sağlamıştır. Çarlık Rusya’sında önemli bir konuma sahip olan Rus Ortodoks Kilisesi, 1917 Bolşevik devrimiyle birlikte yeni bir sürece girmiş ve devrimle şekillenen devletin uyguladığı politika sonucu tamamen devre dışı bırakılmaya çalışılmıştır. Lakin II. Dünya Savaşının getirdiği jeo-politik gereksinimleri göz önünde bulunduran Sovyet lider İosif Stalin, 1943 yılı itibarıyla yeniden Rus Ortodoks Kilisesi’nin hem iç hem de dış siyasette aktif rol oynamasının önünü açmıştır.
Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte eski gücüne kavuşan Rus Ortodoks Kilisesi, özellikle V. Putin’in Rusya’sında yeniden stratejik bir kurum haline gelmiş ve Rus dış politikasına yön vermeye başlamıştır. Günümüz Rus dış politikasının Belarus, Ukrayna, Kafkasya ve Orta Asya ülkelerine yönelik hassas politikaları Rus Ortodoks Kilisesinin bu coğrafyalara yönelik politikaları ile bire bir örtüşmektedir.
Rus Ortodoks Kilisesi, Ortodoks Hıristiyan dünyasında mevcut 16 yerel Ortodoks kiliseden biri konumundadır. 10. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar Konstantinopolis Patrikliğinin metropolü (dini bölge) olarak Grek metropolitler tarafından yönetildi. Ancak İstanbul Patrikliği’nin gittikçe büyüyen Osmanlı tehlikesine karşı varlığını koruyabilmek için 1439’da Floransa’da Roma Papalığı ile yaptığı uzlaşma, Rus Ortodoks Kilisesi ile İstanbul Kilisesi’ni karşı karşıya getirdi. Söz konusu anlaşmaya binaen, Bizans imparatoru, Ortodoks Kilisesi ile Katolikliğin birleşmesine olumlu bakmakta ve Ortodoks Kilisesi üzerinde Papa’nın üstünlüğünü kabul etmekteydi. İstanbul Patrikliği tarafından Rusya’ya gönderilen Rum metropolit İsidor, Floransa Konsili’nde Rus Kilisesi’ni temsil etmekteydi. İsidor, İstanbul Patriği’nin görüşlerini benimsediğinden, alınan tüm konsey kararlarını onaylamıştı. Ancak İsidor’un bu tutumu, Moskova Kinyaz ve ruhban sınıfınca kınandı ve Rus Ortodoks Kilisesi İstanbul Patrikliğinden ayrıldı. Rum asıllı Metropolit İsidor, görevinden uzaklaştırıldı ve yerine 1448 yılında Rus asıllı Metropolit İon getirildi. Bu gelişmelere paralel olarak Rus Ortodoks Kilisesi, Floransa anlaşmasını gerekçe göstererek kendisinin özerk olduğunu ilan etti. Bu, Rus Ortodoks Kilisesi’nin Bizans’a olan bağlılığının da sonu oldu.
Metropolitlikten Patrikliğe
Rus Kilisesi açısından bir diğer önemli gelişme, 1589 yılında kilisenin patriklik statüsünü elde etmesi olayıdır. Rus Kilisesi, metropolit İon zamanında bağımsızlığını elde etmiş olmasına rağmen, Rusya metropolitinin İstanbul Patrikliğine olan bağlılığı dolaylı bir şekilde devam etmekteydi. Rus Kilisesi bu durumun sonlandırılmasını arzulamakta ve bunun için adeta fırsat kollamaktaydı. Zira Rusya, Altın Ordu tehlikesinden kurtulup, sınırlarını genişleterek güçlü bir devlet haline gelirken İstanbul Patrikliği Osmanlı Devletinin yönetimi altında bulunan bir kilise konumuna düşmüştü. Dolayısıyla her geçen gün güçlenen ve sınırlarını genişleten bir devletin Müslümanların kontrolü altında kalan İstanbul Kilisesi’ne bağımlı kalması kabul edilemezdi. Böyle bir ortamda Antakya Patriği İoakim’in (ö. 1592) 1584 yılında Moskova’yı ziyaret etmesi, konunun gündeme gelmesi açısından önemli bir fırsat oldu. Patrik düzeyinde bir ruhbanın Moskova’yı ilk ziyaret edişini bir fırsata dönüştüren Çar I. Fyodor (ö. 1598), Boyarlar toplantısında konuyu gündeme getirerek Moskova’da patriklik makamının oluşturulmasını istedi. Müzakere sonucu Çar’ın bu önerisinin diğer patriklerle değerlendirilmesi kararlaştırıldı. Başlangıçta Yunan asıllı birinin Patrik olarak belirlenmesi istense de Çarın karşı çıkması ile İstanbul Patriğinin onayı ile Moskova Patrikliği makamına Rus Ortodoks Kilisesi Metropoliti İov (ö. 1607) uygun görüldü. Bir sene sonra 1589 yılında ise düzenlenen törenle İov Moskova Patriği olarak tayin edildi. 1590 yılında İstanbul Patrikliği öncülüğünde toplanan Ortodoks Patrikler Meclisi, Moskova Kilisesi’ni beşinci patriklik olarak onayladı.
İlk Moskova patriği İov
1590 ile 1721 yılları arasında Rus Ortodoks Kilisesi Patrikler eliyle yönetildi. Lakin 1721 yılında Çar Deli Patro (ö.1725), patriklik makamını ilga ederek yerine İmparatorluğu’a bağlı bir organ kurdu. Bu kurum, başında İmparatorun bulunduğu Kutsal Sinod olarak adlandırıldı. İlga edilen Patriklik makamı, 1917 Balşevik Devriminden sonra Rus Ortodoks Kilisesi Yerel Meclisi’nin Metropolit Tikhon’u (Belavin) Patrik seçmesiyle yeniden tesis edildi. 1925 yılındaki ölümünden sonra Sovyet yetkililer, Patrik seçimi için yeni bir Konsey toplanmasını engellediler. Böylelikle Rus Ortodoks Kilisesi 1943’te Stalin’in yeniden Patrik seçimlerine onay vermesine kadar devam etti. Günümüzde Rus Ortodoks Kilisesinin Patriği, 1 Şubat 2009’da Yerel Konsey tarafından seçilen Kiril (Vladimir Mihailoviç Gundyayev), 16. Moskova ve Tüm Rusya Patriği olarak görev yapmaktadır.
Çar Deli Petro
Güncel İşleyiş
Günümüz itibarıyla Rus Ortodoks Kilisesi 381 Piskopos ve 309 piskoposluk (bir piskoposun başkanlık ettiği idari bölge birimi) bölgesine sahiptir. Rusya, Ukrayna, Estonya, Letonya, Litvanya, Beyaz Rusya, Moldova, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan’da (ki bu ülkeler Rus Ortodoks Kilisesi’nin “kanonik bölgesi olarak kabul edilir) faaliyet yürütmektedir. Diasporada ise Avusturya, Arjantin, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, Almanya, Macaristan, ABD ve Kanada’da piskoposluk bölgeleri mevcuttur.
Yine Rus Ortodoks Kilisesi’ne bağlı Parish, cemaati ve din adamları olan küçük idari birimler, temsilcilikler ve diğer kanonik alt bölümlerin bulunduğu Finlandiya, İsveç, Norveç, Danimarka, İspanya, İtalya, İsviçre, Yunanistan, Kıbrıs, İsrail, Lübnan, Suriye, İran, Tayland, Avustralya, Mısır, Tunus, Fas, Brezilya ve Meksika yer almaktadır. Rus Ortodoks Kilisesi yapısı içerisine nominal olarak, Kilise Konseyinde seçilen bağımsız Tüm Japonya Metropoliteni tarafından yönetilen Japon Özerk Ortodoks Kilisesi ile şu anda kendi hiyerarşisine sahip olmayan Çin Özerk Ortodoks Kilisesi de yer almaktadır. Yine Rus Ortodoks Kilisesi’ne bağlı 40 514 Cleric (kilise görevlisi), 35 677 Presbyter ve 4 837 Diyakoz görev yapmaktadır. 2019 verilerine göre sadece Rusya sınırları içerisinde Rus Ortodoks Kilisesine bağlı 38.649 mabet ve ayrıca 474 adet kadın manastırı ve 494 adet de erkek manastırı faaliyet yürütmektedir.
Rus Ortodoks Kilisesi Moskova Patriği Kirill
Rus Ortodoks Kilisesindeki en yüksek doktrinsel, yasama, yürütme ve yargı yetkisi, tüm yönetici (piskopos) piskoposların yanı sıra her bir piskoposluktan din adamları ve kilise üyeleri (Miryan) temsilcilerini içeren Yerel Konseye aittir. Rus Ortodoks Kilisesi Patrik ve ona bağlı olan bir danışma organı olarak kabul edilen Kutsal Sinod tarafından yönetilmektedir. Kutsal Sinod ise Patrik’ğe ek olarak yedi daimi üyeyi içermektedir. Ayrıca sadece bir Sinodal oturum sırasında toplantılara katılmak üzere Meclis tarafından çağrılan altı geçici görevlide söz konusudur.
Rus Ortodoks Kilisesi hiyerarşisi üç kademeden oluşmaktadır. Bunlar, Diyakoz, Rahiplik ve Piskoposluk mertebeleridir. Ruhban sınıfı, evlilik ve yaşam tarzına karşı tutumlarına bağlı olarak iki kategoriye ayrılırlar. Beyaz ruhban sınıfı ki bu gruptaki din adamlarının evlenmelerinde bir beis yoktur. İkincisi ise alenen evlenmeme yemini eden Siyah din adamlarıdır. Sadece siyah din adamları piskopos, metropolit ve de Patrik olabilmekteler.
Rus Ortodoks Kilisesi’nin en önemli faaliyetlerinden k biri de yurt içi ve yurt dışı misyonerlik faaliyetleri yürütmesidir. Bu çerçevede yurt için misyonerlik alanları; Kuzey Batı Kafkasya, Kuzey Doğu Kafkasya ve Orta Asya olmak üzere üç ana kola ayrılmıştır. Yurt Dışına yönelik Misyonerlik faaliyetleri ise hemen hemen yüzü aşkın ülkeye yayılmış durumdadır.