Haber Yorum

Ayasofya'nın ibadete açılması Hıristiyanlar için "ilahi" bir ceza mı?

Ayasofya'nın ibadete açılması Hıristiyanlar için "ilahi" bir ceza mı?

Hazırlayan: Bilal Patacı

Ortodoks Hıristiyanların Noel'i kutladığı 7 Ocak tarihinde Rusya'nın Россия-1 televizyonuna konuşan Moskova Patriği Kirill'in Ayasofya Camii'nın ibadet açılmasına ilişkin provakatif sözleri dikkat çekti. Kirill konuşması esnasında Ayasofya'nın ibadete açılmasını Tanrı tarafından gönderilmiş bir ceza olarak tanımladı. Bu cezanın muhatabı olarak da Fener Rum Patriği Bartholomeos'a işaret etti. Kirill'e göre ilahi cezanın sebebi ise daha öncesinde Rus Ortodoks Kilisesine bağlı olan Ukrayna Kilisesinin otosefal statüsünün Fener Rum Patriği tarafından tanınması.

Moskova Patriği Kirill

Hatırlayacak olursak geçtiğimiz yıl (5 Ocak 2019) Fener Rum Patriği Bartholomeos ve Kiev Metropoliti Epiphanius İstanbul'un Fener semtindeki Aziz George katedralinde bir araya gelmiş ve Bartholomeos Ukrayna Kilisesine otosefal bir statü tanıyan belgeyi (tomos) imzalamıştı. Ukrayna ve Rusya arasındaki siyasi ve askeri mücadelenin bir sonucu olarak da okunabilecek bu durum gerek Rus Ortodoks Kilisesi gerekse Rus devlet yetkilileri tarafından günlerce eleştirilmişti. Ancak üzerinden geçen bir seneye rağmen tartışmanın sıcaklığını koruduğu anlaşılıyor. Konuşmasında "eğer siz Ortodoksları Aziz Sofia Kilisesinden (Kiev) mahrum bırakırsanız, elinizdeki Ayasofya'yı kaybedersiniz" diyerek Patrik Bartholomeos'a göndermede bulunan Kirill, Ukrayna Kilisesine otosefal statü verilmesinin bir hata değil, oldukça büyük bir suç olduğunu, bu sebeple cezanın da aynı byüklükte ve gecikmeden geldiğini kaydetti.

Fener Rum Patriği Bartholomeos Ukrayna Kilisesine otosefal statü tanıyan belgeyi imzalıyor.

Kirill'in bu durumu tanrısal bir ceza olarak görmesi Hıristiyanlık tarihine aşina olan okuyucuları şaşırtmayacaktır. Nitekim tarihte Hıristiyan dünyasının başına gelmiş pek çok talihsiz durumun (savaş, salgın, doğal felaket) ilahi bir ceza olarak yorumlandığı birçok örnek mevcuttur. Kilise çoğu zaman bu tür talihsiz durumların Kilise dışındaki insanların günahlarından ya da zaman zaman Yahudiler ve Cadılar gibi Hıristiyan olmayan grupların varlığından kaynaklandığını iddia etmiştir. Reform hareketinin kurucu lideri Martin Luther de Hıristiyanların günahlarından ötürü Tanrı tarafından, üstelik Türkler eliyle cezalandırıldığını söylemiştir. Ancak bu kez bir Ortodoks Patriği Ayasofya'nın ibadete açılmasına işaret ederek Tanrı'nın yine Türkler eliyle Hıristiyanları cezalandırdığını ima ediyor.

Luther'in Türkler hakkındaki vaazlarını Hakan Olgun'un Luther ve İslam isimli eserinde okuyabilirsiniz.

Patrik Bartholomeos'un kendisine yönelik bu ithama henüz bir cevap verip vermediğini bilmiyoruz. Ancak öyle görünüyor ki gerek Ayasofya'nın ibadete açılması gerekse Ukrayna Kilisesinin otosefal bir statü kazanması önümüzdeki günlerde de tartışılmaya devam edecek. Ayrıca bu iki olay, Müslüman bir ülke olan Türkiye'nin Hıristiyan dünyasındaki tarihsel gelişmelerde dolaylı-dolaysız önemli bir role sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Ayasofya Camii'nde kılınan ilk Cuma namazı (2 Temmuz 2020).

Haberin kaynağı: orthodoxtimes.com

Paylaş: